ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > 383 sıra sayılı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında konuşması
09.02.2010
383 sıra sayılı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında konuşması

YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 383 sıra sayılı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bizler, elbette terörle mücadele amacıyla ihdas edilmek istenen bu yeni kurumun ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni etmek isteriz. Ancak kanaatimiz odur ki bu oluşum, zaman ve kaynak israfından başka hiçbir şey getirmeyecektir. Zira bugüne kadar yapılan uygulamalar ve tasarruflar ile yaklaşımlar göstermiştir ki dışarıyla ilintili iç tehdit olmaya devam eden, ülkemizin en önemli sorunu olan terör, AKP Hükûmetinin iki dönemdeki tek başına iktidarında azalmamış aksine katlanarak fazlalaşmıştır. Dolayısıyla devamlı eleştirdiğiniz ve âdeta bozuk bir plak gibi takıldığınız 2002 yılında iktidarı devraldığınızda, PKK canilerinin akıttıkları kan durma noktasına gelmiş ve anaların gözyaşları da çok önemli bir ölçüde dinmiş idi. Ancak devri iktidarınızda, Eve Dönüş Yasası ile PKK eşkıyalarını serbest bırakmanız ve terörle mücadele yasalarında yaptığınız değişiklikler neticesinde bitme noktasında teslim aldığınız terör tablosunu yeniden hortlatarak ülkemizi terörle müzakere aşamasına getirmiş bulunmaktasınız.

Sayın milletvekilleri, bugüne kadar AKP İktidarının terörle mücadelede yapmak isteyip de yapamadığı ya da Hükûmete bir engel çıkartıldığı gözükmüş müdür? Bütün yetki ve imkânlar bu Meclis tarafından kendilerine, AKP İktidarına verilmemiş midir? Elbette ki verilmiştir. Hâl böyle iken AKP Hükûmetinin bu ve benzeri yasa tasarılarıyla, bölücü hainlerle mücadele ederek terör ve isyan provalarının üstesinden geleceğine artık hiç kimse inanmamaktadır. Çünkü AKP bize göre yanlış ve göstermelik yöntemlerle, samimiyetten uzak bir şekilde, içi boş sloganlarla vakit geçirmek suretiyle, terörle devletin gücünü hissettirecek bir mücadele yerine müzakere anlayışını benimsemiştir ki bizim bunu kabul etmemiz elbette ki mümkün değildir. Bu sebepten dolayı da önergemizde de belirttiğimiz gibi, özel ihtisas ve araştırma komisyonlarının kurulmasının hiçbir anlamı olmayacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi de Terörle Mücadele ve Koordinasyon Kuruluna şöyle bir bakacak olursak: Bu kurulun, İçişleri, Adalet, Dışişleri bakanlıkları, Genelkurmay Başkanlığı, Millî İstihbarat Teşkilatı gibi devletin en önemli kurumlarının temsilcilerinden oluştuğu görülmektedir. Peki, bu kurumlar zaten mevcut değil midir? Mevcuttur. O hâlde eksik olan nedir? O da tasarının genel gerekçesinde şöyle anlatılmaktadır: "Terörle mücadele alanında İçişleri Bakanlığı dışında diğer bazı kurum ve kuruluşlar da çeşitli görevler ifa etmekte, zaman zaman bu alanda koordinasyon sorunları yaşanmaktadır." Yani, değerli arkadaşlar, teklifi veren Hükûmet kendi başarısızlığını bu tasarının gerekçesinde kendisi itiraf etmektedir. Şimdi, bu bilgilerden yola çıkılarak şunları ifade etmemiz mümkün olacaktır: Bu yeni oluşum istemi, Hükûmetin bugüne kadar terörle mücadelede yürüttüğü politikalarda tamamen başarısız olduğunun ilanından başka hiçbir şey değildir yani Hükûmet devletin ilgili kurumları arasındaki koordinasyonu sağlama başarısını ne yazık ki gösterememiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; binlerce yıllık köklü devlet geleneği olan Türkiye Cumhuriyeti bir avuç eşkıyayla baş edemeyecek bir devlet değildir. Terörle mücadeleyi yürüten güvenlik teşkilatlarımız zaten mevcuttur. Güvenlik güçlerimizin elinde geniş imkânlar bulunmaktadır. Önemli olan bu imkânları seferber etmek, onların önünü açacak siyasi iradeyi ortaya koyabilmektir. Peki, bugün bu irade mevcut mudur, buradan sormak istiyorum: Bölücü hainlerin sınırdan alınıp şaşaalı törenlerle karşılanarak ülke savunması için toprağa düşen şehitlerimizin analarını, eş ve yakınlarını gözyaşlarına boğmak koordinasyon eksikliğinin mi, bilgi eksikliğinin mi yoksa irade eksikliğinin, kararsızlığın ve korkaklığın mı eseridir? Eşkıyanın ayağına savcı göndermek Adalet Bakanının bilgisi ve istemi dışında mı sağlanmıştır yoksa bu da mı koordinasyon ve enformasyon eksikliğinden mi kaynaklanmıştır?

Şehirleri yangın yerine çeviren bölücü gösteriler bugün kurulması planlanan müsteşarlığın eksikliğinden mi, emniyet güçlerinin bilgisizliğinden mi, yoksa bölücülüğe cesaret veren terör mensup ve yandaşlarına hoşgörü gösteren zihniyetten mi kaynaklanmaktadır?

Sekiz yıldır artan terör olaylarını bitirmek için sade vatandaşın aldığı nefesi bile sayabilen teknoloji mi yoksa Sayın Bülent Arınç'ın evinin sokağında krokinin bulunduğunu, sonra yutulduğunu saniye saniye servis eden gazetelere manşet tüyosu veren enformasyon mu eksiktir yoksa asıl eksik olan kozmik odaya giren irade midir?

Netice olarak, bugün Mehmetçik'in başına çuval geçiren ABD'li generali davet edip ağır misafir olarak ağırlamaktan hicap duymayan siyasi irade ile Sevgili Peygamberimiz'e hakareti savunan Rasmussen'i NATO Genel Sekreteri yapıp kol kola giren siyasi iradeden yani AKP'den bölücü hainlerin başını ezmesini beklemek maalesef mümkün değildir.

İşte, Türkiye'nin nereden nereye geldiği ortadır ve bütün mesele de budur. Yani bu ülkenin değerli kurumlarının bilgisi de yeteneği de imkânı da vardır ancak eksik olan arzu, istek, kararlılık ve siyasi iradedir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

,